TÜM YAZILARI

Kurultay Gazetesi

Dünden Yarına Doğru
Neden Yanyana Değiliz
Güneydoğu Neden Böyle
Senet Mafyası Hakkında
Öğrenci Hareketleri
İdeal Askerleri Ve...
Bir Bayrak Rüzgâr...
Haydi Bu Oyunu Bozalım
Takke Düştü
MHP Gelecekten...
Özelleştirme Bakü...
İhtiras Kimin Diyeti ki...

Vadettiğimiz...

Burjuva Solcular Ve...
Liberalizm - Toplumculuk
Türk'ün Adaleti
Birgün Mutlaka

Bozkurtlar Ve Diğerleri

Ülkücülük Adaleti...
Yazılarımdan
Buzdağının İhtişamı
Eğri Yolda Doğru...
Siyasette Cironto Olmaz
Kim Kazanacak Yada...
İtidal
Yazık
Susmak Zamanı
Ülkü Ocağımız
6 Temmuz'da Aklanmak
Taşlar Yerine Oturuyor
Yeni Bir Başlangıca...
Yavuz Ve Midillli
Öncelikler
Nafile Gayretler
İl Kongreleri
İst. Kongresine Doğru
Kaderleri Birleştirmek
Olanlar Olabilecekler
Emeklerimiz, Çocuklar...
İst. Kongresi Hakkında
Bozkurt'un Adı MHP
Adrese Teslim Mektuplar
Şayet
Emperyalizmin Tarifeli...

Başkanlık Sistemi ve...

RP nin İki Yüzü
Yerel Yönetimler Yasası
23 Kasım'a Doğru
Başörtüsü, Eşber Ve...
Yiğidin Hakkı
 

KURULTAY GAZETESİ YAZILARI

 

HAYDİ BU OYUNU BOZALIM !

27.12.1996

 

Bu haksızlıkları çaresizlikle izlemek kahrediyor.

Son günlerin değişmeyen gündemini evirip çevirip ülkücü camia ile irtibatlandıran, bunu yaparken de en haksız yakıştırmalar ile camiaya kir çamur bulamak isteyen soy özürlü ve beyin özürlü programcılar, köşe yazarları, yorumcular, her şeyi o kadar fahiş bir şekilde çarpıtıyorlar ki öfkelenip karşısındakinin burnuna bir yumruk atanları bu davranışa iten sebebi daha iyi anlayabiliyorum artık.

Şimdilerde bir de RP’li Erbaş çıktı piyasaya. Adam “medya gülü” oldu, hergün gazetelerde, her akşam başka bir kanalda. Kırık bozuk Türkçesiyle anlattıklarından sevdiği yemekleri, gençliğinde seyrettiği filmleri de öğrendik. Ağzı kulaklarında keyifle egosunu tatmin ederken satır aralarında, Apo’dan ve benzeyenlerinden daha önce duyduklarımızı da söylüyor. PKK kaçırdığı Türk askerlerini hemen öldürmeyip sağ tutarken de zaten böyle bir amacı yokmuydu...Hayat boyu yedirerek, giydirerek yanları sıra o dağdan bu dağa taşıyacak değillerdi ya?

Bir haber spikeri canlı yayında konuğu olan Türk Kamusen genel başkanına sorduğu sorunun cevabını verme fırsatını tanımadan iki kez üstüste sözünü kesip, diğer konuk KESK temsilcisinin soruyla alakasız propaganda söylevini sonuna kadar dinletince şişip şişip patlayacak gibi oldum. Adamın seviyesiz sataşmalarına cevap verme fırsatını bulamayan Kamusen başkanının hissiyatını tahmin ediyorum, olgunluğunu da takdir ediyorum.

“32. Gün” , “Teketek”, “Siyaset Meydanı” ve benzeri bir çok programda, neredeyse her defasında böyle haksızlıkları yaşıyoruz da öfkelenmekten başka birşey yapamıyoruz.

Öfkelenmeden de yapamıyoruz. Çünkü, yıllar yılı medyada benzeyen haksızlıkların değişmeyen mağduru olmak sinirlerimizi tahrip ediyor.

Bunun bir çaresi olmalı...

Bürokrasideki varlığımız imrenilecek boyutta, siyasette de öyle. İş çevrelerinde de yadsınamayacak bir varlığımız var artık. Bunlar mutluluk verici.

Ama...Kültür-Sanat-Edebiyat çevrelerinde, sivil toplum örgütlerinde, en önemlisi de medyada yok gibiyiz.

Beğendiğimiz, keyifle izlediğimiz tiyatrocuları bir konuşturuyorlar ki, bakıyoruz o da solculuk modasında.Entellektüel ve çağdaş görünüm için bu makyaj gerekli sanki. Niçin demokratlık, çağdaşlık gibi kavramları haketmedikleri halde solcular sahiplenmiş te, gerçekte bu sıfatları hakeden taraf olmamıza rağmen biz karşı imişiz gibi tanıtılıyoruz.

Ülkücü hareketin siyasi ve ideolojik kurumları bu sahayı artık daha iyi değerlendirmek gayretinde olmalıdırlar kanaatindeyim.

Yoksa, hak ve menfaatleri uğruna öldüğümüz millete kiralık katiller gibi tanıtılmamız hep devam eder.

Haydi bu oyunu bozalım. Bundan sonra güzel sanatlar akademisi de ülkücü mezunlar versin, oda seçimlerine böyle ilgisiz kalıp, 20.000 üyeli bir odanın yönetimini seçime katılan 3.000 üyenin 1.300’ünün oyu ile marksistlere kaptırmayalım.

Özürlüleri, çevreyi, hatta sokak kedilerini sahiplenen sivil toplum örgütleri de doğal şeklinde, yani milliyetçi ve toplumcu bir bakış sahibi olmalı artık.

Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin !

A S A M  B Ü L T E N

U F U K  Ö T E S İ
 
Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ