Yusuf
Bozkurt Özal çoğumuza göre bir güzel insandır.Onu yakından tanıyor da değiliz
ama cemiyetin önüne çıkmış insanlardan olduğu için medya ondan zaman zaman bahseder,
zaman zaman çeşitli konulardaki görüşlerini okur yada dinleriz, hadiselere yaklaşım
tarzını izleriz, kanaatimiz bunlardan oluşmuştur. Soyadı
“ÖZAL”. Üstelik oğul “Özal”lar
gibi kirli bulanık ilişkileri de olmamış. Siyaseten bir miras hak olsa idi
diğer Özal’lardan çok onun hakkı olmalıydı. O
da böyle düşündü ve bir parti kurdu. Şimdi
sokakta bir mikrofon ve kamera gezdirip sade vatandaşa sorsalar kaçta kaçı bu
partinin adını bilir, kaçı amblemini söyleyebilir? Sizce kaçta kaçı? İçtenlikle,
riyasız bir yorum yaparsak bu yüzdenin çok düşük olacağı bir hakikattir. Demek
ki siyasette cironto olmuyormuş.Oğul da olsa, kardeş te olsa, bir kimse başkasının
toplum nezdindeki yerine vasi olamıyormuş. Demek
ki vefa üzerine siyaset yapılamıyormuş. Olsa
idi, itibarlı bir döneminde hayata veda eden Turgut Özal’ın, adı hiçbir bulanık
işe bulaşmamış olan o munis kardeşi, “Ben onun yarım bıraktıklarını devam ettireceğim”
dediğinde halk ona iltifat ederdi. Gelelim
MHP’ye... Bu “cironto” ve
“vefa” hadisesinde söz konusu olan parti MHP ise iki defa düşünmek lazım. Çünkü
MHP neticede bir ideolojinin siyasi temsil organıdır.Ülkemizdeki diğer siyasi
partilerin yapılanmaları hilafına “esas” olan kendisi değildir.”Esas”ı teşkil
eden bir fikrin iktidar olması, bir idealin hayat bulması için gerek duyulan araçlardan,
kurumlardan biridir. MHP’nin
hizmet ettiği fikir MHP’den büyüktür ve önemlidir. Fakat,
“Türk Birliği” ve Türk’ün Cihan hakimiyeti mefküreleri bize göre MHP’nin
iktidar yürüyüşüne endekslidir.Bu sebepten ötürü MHP’nin ilke ve prensipler çerçevesinde
yönetilmesi, yönetimlerinin bu cihetle belirlenmesi daha bir hassasiyetle icabeder. Bu
nasıl olur? Baskısız zeminlerde
yapılan demokratik seçimlerle bu olur.Ismarlanmış delegelerle yapılan seçimlerle
olmaz.Hele hele miras intikali yönetimlerle hiç olmaz. Fikir
hareketleri bu tür zoraki sonuçları hazmetmez.Tepki verir ve mutlak netice alır. Hele
söz konusu olan 30 küsür yıllık çetin yürüyüşünde karşılaştığı her engeli bir
bedel ödeyerek ve bir tecrübe kazanarak kateden bir hareket ise, onun bünyesinde
bu tür niyetler ve gayretler asla zemin bulamaz, sonuç alamaz. Tanrı
Türk’ü korusun ve yüceltsin ! |