Şayet
genel kurul delegesi olsaydım... 18
mayıs kongresinde ilk turda oyumu Sn.Enis ÖKSÜZ beye verirdim, ikinci turda herkesin
yaptığını yapar, Sn.Devlet BAHÇELİ beye oy verirdim. Devlet
BAHÇELİ benim tercihim değil, camianın tercihi olduğu için benim kabulümdür ve
başımın tacıdır. Şayet tezahür
Sn.Ramis ONGUN’u ülkücü adaylar içinde Genel Başkanlık için etrafında birleşilen
kişi yapsaydı o da aynı rahatlıkta kabulüm olacaktı, o da başımın tacı olacaktı. Belki
soran olur diye söylüyorum; Tuğrul
TÜRKEŞ beyin aldığı oyları, ağırlığı MKYK’dan kaynaklanan, aynı amaca birlikte
yürüyebilme çabasında olan ( bu amaçları için hareketin de çizgi değiştirip liberal
olması gereği var ) kişilerin oylarıyla, ısmarlama kongrelerin getirdiği delegasyonun
“Tuğrul beyle geldim, o giderse ben de giderim” endişesiyle kendi kendilerine
verdikleri oylar olarak gördüğümden, sayısal durumuna rağmen bu değerlendirmenin
dışında tutuyorum. Şayet
önümüzdeki büyük kongrede sadece Sn.Devlet BAHÇELİ ve Sn.Ramis ONGUN aday olsaydı
ve ben de genel kurul delegesi olsaydım, düne kadar hangisine oy vermem gerektiği
konusunda epeyce düşünmem, danışmam icabedecekti. Ama..! Tuğrul
beyin adaylığının devam ettiği bir süreçteyiz ve gazeteler Ramis ONGUN’un da önümüzdeki
büyük kongrede aday olacağından söz ediyor. 6
temmuz kongresinin hemen akabinde gelecek için sorulan sorulara asil tavırlı cevaplar
veren Sn.Ramis ONGUN şimdi bu tavırların hilafına, adaylığı noktasındaki spekülasyonlara,
sessiz kalarak zemin hazırlıyor. Tuğrul
bey ve ekibi hala devam eden bir yarışın kazanması muhtemel görülen taraflarından
birisi iken Ramis ONGUN’un aday olabileceğinden söz etmesi dahi kararsız oyların
Tuğrul beye meylini artırır. Bu
şartlarda Ramis ONGUN’un aday olması ile Tuğrul beyin listesinde yer alması arasındaki
tek fark, hazırladığı sonucun nimetlerinden istifade edebilmek yada edememek noktasındadır. Bu
tavır, seçeneklerden hangisi olursa olsun, kendi siyasi geleceğini de yoketmektir.Gelecekte,
şartların doğuracağı muhtemel arayışlarda alternatif olabilme şansını da kaybetmektir. Bu
tavır aynı zamanda hareketin de geleceğini riske etmektir, en azından birkaç yılını
daha çalmaktır. Bu tavır,
söylemek ve yazmak fırsatını bulamayan diğer birçok ülkücüler gibi benim için
de hayalkırıklığıdır.Artık Ramis ONGUN’a, Devlet beye olduğu kadar yakın hissedemiyorum
kendimi. Kalbim, yine böyle
müstesna bir şahsiyeti, genel başkan adaylarından birini, bu hareketin çokça istifade
ettiği, daha çokça da istifade edebileceği birini, nefsine mahkum olduğu için
hatıralara gömmenin taze ızdırabını yaşıyorken, yakın gelecekteki benzeyen bir
sonucu işaret eden gelişmeler beni çok üzüyor. Ne
kıymetli insanları haklı haksız kaybederek 30 yılı yaşadık. Hala,
hem de sırf etrafındaki insanların “onunla birlikte olup kazanırsam seçkin mevkilerde
yer alırım” duygularından kaynaklanan telkinlerine mağlup olup ta, ruhlarındaki
asaletten bir an için uzaklaşıp camia nezdindeki itibarlarını kaybetmeleriyle
müstesna şahsiyetleri zayi ediyor olmak, gerçekten umut kırıcı. Bizi
çinli hiç yenmedi, hep birbirimizi kırdık çinli cesetlerimizden ganimet topladı.
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin ! |