1969’da,
Lise 2 Edebiyat ders kitabımız Nihat Sami BANARLI’nındı.Halen okutuluyor mu bilmiyorum.Bu
kitaptan okumuş olduğum hikayeyi bunca yıl sonra anlatırken yanlış hatırladığım
bir şey olursa hoş görülsün.Esas olan hikayenin anafikridir. Hikayenin
yazarı Reşat Nuri GÜNTEKİN, adı da “Homongolos”. Homongolos
mitolojide kadın düşmanı bir tip.Hikayeye adını veren “Homongolos” ise kızlı erkekli
bir arkadaş gurubunun içinde, erkek arkadaşlarının çok beğenip sevdiği ama mahcup
bir karakter taşıdığı için arkadaş gurubundaki kızların onu çok soğuk ve donuk
buldukları, bu sebepten mitolojideki kadın düşmanının adını lakap olarak yakıştırdıkları
bir genç. Okuyucuya hepsi
genç ve hepsi mutlu olan bir gurubu anlatan hikayenin sonlarına doğru, gurubun
en sevilen delikanlısı bir motosiklet kazasından sonra hastahaneye kaldırılır,
ölmek üzeredir, sözlüsü kazayı haber alınca hastahaneye koşar, fakat odanın kapısında
duran “Homongolos” bütün yalvarmalarına, daha sonra da hırçınlaşıp üzerine saldırmasına
rağmen kızcağızı içeri bırakmaz.Hikayeci kızı konuştururken genç adama hakaretler
ettirir, zaten taş kalpli birisi olduğu için kendisine “Homongolos” lakabı verildiğini
söyletir.Okuyucu tam da kızın kanaatine iştirak etmek üzereyken hikayenin yazarı
“Homongolos”un düşündüklerini yazmaya başlar.Anlarız ki, “Homongolos” genç kızın
kendisi hakkında böyle şeyler düşünüp söylemesinden üzüntülüdür ama en yakın arkadaşının
parçalanmış yüzünü o genç kızın görmesini istememektedir, onu hep en son gördüğü
yakışıklı haliyle hatırlasın istemektedir. Arkadaşı
hep mutlu hatıralardaki güzel yüzüyle hatırlansın diye, hakettiği bir aşkın sıcak
sözleriyle anılsın diye, kendisinin kalpsiz ve hissiz biri olarak tanınmasına
dahi rıza gösteren bir asaleti anlatıyordu bu son satırlar.Benim aklımda böyle
kalmış. Yıllar yılı bende
saygı uyandıran bu karakter yapısını yaşamak gayretinde oldum.Her fırsat buldukça
bu hikayeyi örnek olsun diye anlattım. Şimdi
de bir hakkı sahibine teslim etmek için anlatıyorum. İçteki
yarışta şahsı hakkında menfi propogandaya malzeme teşkil ettiği halde, dışa karşı
MHP’nin prestij ve oy kaybına sebebiyet verebilecek iki başlı görüntüden, çekişme
ortamından özenle kaçınan yiğidin hakkını teslim etmek için. Türk
atasözüdür ; “Yiğidi öldür, hakkını yeme!” Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin
! |