Bu satırlar okunurken MHP’nin İstanbul
il kongresi neticelenmiş olacak. Ben, en çok yoğunlaştığım bu konuda sislerin
arasından görmek istediği ışığı arayan biri gibiyim yazarken. Ve herkes bu yazıyı
okurken ben inşallah aradığı ışığa kavuşmuş birinin mutluluğunda olacağım. Berrak
olarak göremediğim sonucun endişelerinden kurtulmak için yoğunlaştığım konunun
dışında gezintiler yapmak istiyorum bu hafta.
....................................... Hala
Tarkan’a öfkeli değilim. Onun
keyif alarak dinlediğim, kliplerini izlediğim, çokça şarkıları var. Sanat müziği
konserleri de çok iyiydi. Ama şimdilerde liste başlarına oturan bir şarkısı var
ki iğrenç mi iğrenç. Bu
şarkının denetimlerden nasıl geçtiğini bilemiyorum. Şimdi bütün evlerde küçük
çocuklar televizyonlardan öğrendikleri bu şarkının nakarat bölümünü söyleyerek
geziyorlar, babalar ve anneler misafirlerinin huzurunda olaya nasıl müdahale edecekleri
konusunda bocalıyorlar, başkalarının ayıbı yüzünden masum insanların hicaptan
yüzleri kızarıyor. O denetçiler
bu sonucu göremiyorlar mıydı? Ben
Tarkan’ın ve benzeri popçuların zaten bu tip şeylerden gocunmayacak ahlak ve kültür
yapısında olduklarını biliyorum. Toplumda böyle çokça insanın var olduğunu da
biliyorum. Ama daha çok olan mazbut ve masum insanların kendi çocuklarını bu dejenerasyondan
korumak arzu ve gayretinde olduklarını da biliyorum. Emrinde
askerlik yaptığımız, kazancımızdan vergiler ödediğimiz “devlet” coğrafi sınırlarımızı
olduğu gibi kültürel sınırlarımızı da bu tür tecavüzlerden korumalıdır. Bu, devletin
kendi varlığının devamı için de gereklidir. Şayet
olabiliyorsa, ben vatandaş olarak buradan ilgili birimlere şikayetçi olarak başvuruyorum,
bu konunun ilgili yasalar çerçevesinde tekrar incelemeye tabi tutulmasını talep
ediyorum. ........................................... PKK
ormanlarımızı yakıyor. Biz
bu vahşetin en uç noktalarına, beşik bebelerinin de toplu katliamlarda kurşunlandığında
tanık olmuştuk. Şimdi yakılan bir ormanda, ağaçların ve bitki türlerinin yanısıra
milyonlarca irili ufaklı canlı da yanarak, acıdan kıvranarak, çığlıklarla can
vermektedir. Bozulan ekolojik denge bütün insanlığa zarar verirken PKK’lı olanlar
da, onların hayal vaadettikleri insanlar da bundan nasibini alacaktır. Ama bu
vahşi ve cani mizaçlı örgütün mensupları dolar ve uyuşturucu kıskacında bütün
insani değerlerini kaybetmişlerdir. Biz
bu şeytan müritlerine karşı bir refleks geliştirelim...Bizi neremizde vuruyorlarsa
oramızda savunmamızı pekiştirelim. Güneydoğu sınır bölgelerinde Mehmetçik, bizim
çocuklarımız, kahpe kurşunlara hedef olduğunda onun lojistik desteği için ne gerekliyse
bir fazlasını yapalım, ormanlarımızı yaktıklarında da her çocuğumuz için bir fidan
dikelim. Nerede bir orman yansa, bu millet 20 milyon fidan dikmeye borçlu olur
o zaman. Ve o zaman, budandıkça gürleşen ağaçlar gibi, her baharda yeni bir orman
fışkırır topraklarımızın bağrından. Bizi böyle yaralamak isteyenler de kahırlarından
çatlarlar. Ne güzel bir intikam olur. Haydi...“Her
çocuğunuz için bir ağaç dikin.” Ve
bu milletin düşmanları kahırla gebersin ! Onlara lanetler olsun ! Tanrı
Türk’ü korusun ve yüceltsin ! |