Camiamızın
en seçkin yazarlarından, “Türklüğün Yeni Dünya Düzeni” isimli şaheserin de sahibi
olan değerli dostum Arslan Bulut bey’in 3 eylül tarihli Ortadoğu’daki köşesinden
aynen alıyorum. “...Deniliyor
ki ; Büyük Kurultay’ın yapılabilmesi için MYK’nın karar vermesi gerekiyor.MYK
bu kararı vermeyecek! Büyük Kurultay’ın yapılamaması halinde partinin kapatılması
söz konusu bile değil.Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin ‘ 6 ay içinde Büyük Kurultay’ınızı
yapın ‘ diye bir uyarısı gelecek.Tam bu sırada da genel seçim kararı alınırsa,
Kurultay yapılmadan şimdiki MYK, hem diğer partilerden biri ile ittifak yapabilecek
hem de milletvekili adaylarını belirleyecek. Yine
deniliyor ki ; Böylece, ‘ Devlet Bahçeli bey, bir kongre bile yaptıramadı ‘ fikri
öne çıkarılacak.Seçimden sonra 30-40 milletvekili ile parlamentoda gurup kurulacak.Şayet
Kurultay bu aşamadan sonra gerçekleşir de, milletvekillerini seçtiren gurup yeni
MYK tarafından dışlanırsa, onlar da yeni parti kuracak...” Bütün
bunlar ne demektir ! MYK’nın
böyle bir eğilim içinde olduğunu kabul edebilmek mümkün değildir.Neticede “ülkücü”
olduğu için MHP’de siyaset yapmayı tercih edenlerin, MHP’yi diğer siyasi partiler
gibi bölünebilir zannetmeleri de aklın dışındadır.Çünkü MHP bir ideolojinin siyasi
temsil merciidir.İkiye böldüğünüz zaman bu ideolojinin hangi yarısı birine hangi
kısmı diğerine kalacaktır?Dahası, ideoloji zaten bir bütündür, bölünebilmesi mümkün
değildir. Ülkücü olduğunu
iddia ettiği halde MHP dışında bir başka partide organize olmayı amaç edinenler
var ise, var olursa, bizi aldatamazlar.Bir tane “ülkücülük” vardır, o da MHP’nin
programına kaynak olan “DOKUZIŞIK”taki ülkücülüktür.Taklitlerin iş yapmıyacağını
hala öğrenememiş olanlar da ergeç öğrenirler nasılsa. Fakat
tam istim üstünde iken bu tür badireler, neticede MHP ile birlikte Türklük Dünyası’na
zarar vermektedir. “Bakü-Ceyhan”
hala hayata geçememişse benziyen gafil davranışların sonucudur.Gafiller bir gün
nadim olsalar bile, bir çok tren kaçmış olur. Biz
biliyoruz ki MHP’nin Merkez Yürütme Kurulu da, Büyük Kongre Delegasyonu da bu
tür gafletlere düşmeyecek kadar sağlıklı bir yapıdadır. Zaten
ilgili yasalar ve tüzük hükümleri de gaflet yada ihanet içinde olabileceklere
geçit vermeyecek kadar sıhhatlidir. Heyhat,
nefsin gözleri körelttiği zamanlarda bir çok akıllı insanı aptalca ilişkilerde,
menfaat çarklarının içinde görebilmekteyiz.Ama Türklüğün yükselişi belli ki kaçınılmaz
kaderdir.Son on yıl ‘İlahi Takdir’ in bu doğrultudaki sayısız işaretleriyle dolu
geçmiştir.Düşmanın tahribatlarına rağmen, zaferler sevinilecek kadar çoktur.”Türk
Birliği” ve Türk’ün Cihan hakimiyeti doğru atılacak birkaç adımın ötesindedir
artık. Türk soyunu artık
sığmadığı vadilerden çıkaracak “bozkurt”un adı MHP’dir. Tanrı Türk’ü
korusun ve yüceltsin ! |