“Ben, “üçüncü yol”u açmış bulunuyorum. Türkiye’yi
kurtaracak yeni yolu işaret ediyorum. “Dokuz ışık” bayrağını her çeşit fırtınaya
karşı açmış, dalgalandırıyorum. Şimdi bu bayrağın altına Türk Milleti için hiçbir
çıkar düşünmeden çalışacak, ter dökecek “ülkücü”leri çağırıyorum. Milleti için,
devleti için, ülküsü için asla almayı düşünmeden, daima vermeyi ve her şeyini
vermeyi göze alan fazilet savaşçılarını çağırıyorum. Şöhret, şan duygusuna esir
olmadan ve hiçbir şeyden korkmadan feragatle mücadele edecek savaşçıları çağırıyorum.
Türk Milleti’ni ilmin önderliğinde yeni ufuklara doğru uçurmak için ayağa kalkmağa
çağırıyorum.
Alparslan TÜRKEŞ – Türkiye’nin Meseleleri. 1968 |
“3. Yol”un savaşçılarına selam olsun.
Çeyrek asrı aşan kavgamızın bu gününde hak ettiğimiz mutlulukların tatmininde
olmak dilerdik, ülkemize parlamentosunda ve kabinesinde hizmet verebilmek isterdik.
68 kuşağının adını Kürşat koyduğu çocukları baba oldu, torun Alperen’lerden -
Almıla’lardan bazıları okul çağına vardı. Neredeyse otuz yıl oldu ve iktidarsızlığa
tahammül artık zor gelmeğe başladı. Ama bu günümüze de şükür olsun, 250
milyonluk Türk Dünyası’nın büyük kısmının bağımsızlığını görmek nasip oldu, kalanların
da bağımsızlıklarını görebilmekten umutluyuz. Şimdi Dünya Türklüğünün
umutla baktığı Türkiye’yi hayallerimizdeki yerine taşımanın sevdasındayız.
Türkiye Cumhuriyeti’ni gelişmiş bir Dünya devleti yapabilmek için, bu ülkenin
zenginliklerinden yalnız bu ülkenin insanlarının ve eşit fırsat şartlarında istifade
edebildiği, hukukun hakim olduğu, sosyal adalet ve sosyal güvenliğin tam olduğu
günler için, yolumuzda, “3. yol” çizgimizde, yürümeğe devam ediyoruz.
Biz Alparslan Türkeş’in enternasyonalizm ve marksizm, liberalizm ve tekelci kapitalizm
hakkında söylediklerine ram olduk ta babalarımızın bizi çağırdığı Adalet partilerine,
ve benzerlerine gitmedik, iktidar partisinin ikbal ve imkanlarına sırtımızı döndük,
73 yılına kadar bir tek milletvekili olan MHP’ye koştuk. Biz daha bıyıklarımız
yeni terlemeğe başlarken namluların üstüne koştuk.25 senelerimizi namluların ucunda
yaşayarak, binlerce şehit verip binlercemiz gazi olarak enternasyonalizme, marksizme,
liberalizme, faşizme ve kapitalizme karşı, her türlü emperyalizme karşı savaştık.
Şimdi ne oldu ki MHP çizgi değiştirsin? Liberalizm mi değişti ki MHP liberal
olsun? Liberal olanlar o zaman da vardı zaten, biz 25 sene sonra onca diyete rağmen
liberal olacaktık ise yazık değil mi ölenlere, ölmeyip te sakat kalanlara, çeyrek
ömrü ceza yatanlara? Şimdi bize birileri “dünya değişiyor, hadin biz
de değişelim” dese de aldanmayız. Yarı ömrümüzü “9 ışık” uğruna tükettik,
“yeni dünya düzeni”nin “globalizm”ine, sömürgeci batının “liberalizm”ine hiç kimse
için biat etmeyiz. “MHP”ye birşey mi oldu?” demeyin. Ben olamayacağını
söylüyorum. Seçim sistemlerinin zaaflarından ötürü son yıllarda MHP’nin yönetim
kadrolarına girebilmiş olan birileri bu gayret içinde olabilseler dahi, görülüyor
ki bu teşkilatın öz savunması kötü niyeti olanlara geçit vermeyecek olgunluğa
erişmiştir. Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin ! |