TÜM YAZILARI

Hareket Gazetesi

Dolu dizgin ufka doğru
Meslek odalarını da kazanmalıyız
Her çocuğunuz için bir ağaç dikin
Yol olursa kötü olur
İlkeli ilişkiler ikili ilişkiler
Her 3 mayıs'ta daha ileri
Ahtopotun en güçlü kolu
12'ye çeyrek mi var ?
Birer birer vurulsak da
Tam demokrat,  toplumcu, hukuk devleti
Sevr'in altyapısı hazırlanıyor !
Ormanlarımız yanmasın
Türk Boğazları yeni tüzük tasarısı
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (1)
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (2)
Biz bir halk hareketiyiz
Teşkilatların yapılanması hakkında

Seçim kapıda

Aday tespitleri
Nicelik değil nitelik
Kim ayrıldı ise o birleşsin
Son 20 yılın vurgun tefrikası (1)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (2)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (3)
30 eylül mali miladı
Faziletin iki yüzü
Ortalık toz duman
Büyük devlet olmak için
İyi ki MGK var
Aliyev ve Bakü-Ceyhan
Şayet...
Ekmek bıçağı ve başörtüsü
Aday olunuz
Böyle zamanlarda
Kirli ellerle olmaz
Şarkılarda ki erozyon
Selam olsun !
Katil'i unutmayın !
Bu kadar basit !
Demokrasi ve merkez yoklaması
Şimdi daha çok okumalıyız
Eyalet modeli mi, Türk Birliği mi
Barış için yürümek
Siyasetten...

Mutluluklara düşen gölgeler

HAREKET GAZETESİ YAZILARI

 
AHTOPOTUN EN GÜÇLÜ KOLU


11 / 05 / 1998

"Anarşik olaylarda basın hep tahrikkâr rol oynamıştır. Mevcut liberal kapitalist düzenin en güçlü müessesesidir ülkemizde basın. Batılı ülkelerde, güçlerin etkinliği açısından genel klasmanda hükûmet, ordu ve benzeri müesseselerden sonra 6. sırayı işgal eden basın ülkemizde en etkin güç, ahtapotun en güçlü kolu haline gelmiştir. Hükûmetleri devirebilecek, generalleri darbeye sürükleyecek, ülkeyi savaşa sokabilecek güce erişmiştir. Tröstleşmiştir, tek merkeze hizmet etmektedir. Birkaçı istisna tutulabilse de geneli itibariyle, her biri hitap ettikleri zümreyi düzen doğrultusunda kanalize etmek, düşünce ve hareketlerini bu ölçülere göre şekillendirmek amacını taşır, çoğunluk başarır. Ve bu basın gençlik örgütlerini sürekli anarşiye teşvik eder bir tutumdadır..."

Bu satırlar 1977 yılında yayınlanan "Çoruh" dergisindeki "Kapitalis düzenin vazgeçilmez unsuru; Anarşi" başlıklı yazımdan alınmıştır.

21 yıl sonra ne değişti?

Sistem aynı sistem, ve ahtapotun en güçlü kolu yine basın. Anarşi hâlâ bu liberal kapitalist sistemin vazgeçemediği bir unsur.

* * *

1 Mayıs günü Türkiye sathında bir çok ilde yoğun polisiye vakalarla dolu geçmişken, kızıl bayraklı, üniformalı, yüzleri maskeli bölücü emperyalizm uşaklarının birbirleriyle ve devletin güvenlik güçleriyle taşlı sopalı çatışmalara girdiği olaylarda yüzlerce yumruk ve tekme atılmışken, yüzlerce coplu taşlı sopalı darbelerden kanlı yaralanmalar oluşmuşken, bütün bu vahşet denizi medya tarafından görmezden gelinerek, olaylar sırasında polisten kaçarken yanlışlıkla MHP'nin bir mahalle temsilciliğine giren yüzü maskeli gencin panikleyip camdan atlamağa kalkışması, yüksekliği görünce ürküp cam önünde öyle kalakalması üzerine, içeri almak isteyenlerin onu bir türlü ikna edememesi neticesinde, eskaza düşmesi halinde meydanın bilinen tavrından haklı olarak endişelenen genç insanların uzayan direnişi kırabilmek için bu anarşistin tutunduğu koluna darbe yapmak zorunda kalmaları, bütün televizyonlarda saat başı fahiş yorumlarla verilmiş, televizyonlarda gözün gördüğünü inadına inkar edercesine yazılı basında olay "camdan atılmak istenen genç" ifadeleriyle aktarılmış, bir bardak suda fırtına koparılmıştır.

Sonra bunu izleyen başka provakasyonlar

Küçükköy'deki hiç alakasız bir olayın yine camiamıza bulaştırılmak istenmesi, Bolu'daki meyhane sonrası taşkınlıkların ölümle neticelenmesinin ideolojik bir altyapıya oturtulmak istenmesi gayretleri.

Medya bizi de terörün bir tarafı olarak göstermeğe çalışıyor.

Yaklaşan bir seçim öncesinde ve MHP iktidara yürürken,

Belli ki ona bunu ısmarlayanlar var.

21 yıl sonra değişen birşey yok... Sistem aynı sistem ve medya yine ahtapotun en güçlü kolu.

* * *

Söylemiştik, yine söylüyoruz;

Var olan bu savaşı görmezlikten gelmek kâr değil.

Medya devleri MHP iktidarını tabi olarak istemiyorlar. MHP neticede "toplumcu" karakteri bilinen bir partidir. Çıkar çevrelerinin kan emdiği bu düzenin yerine, "tam demokrat, toplumcu,hukuk devleti"ni kuracak olan bir halk hareketidir.

Liberal kapitalist sistemin egemenleriyle bir seçim arifesinde iyi geçinmek adına bazı doğruları ifşa ve beyan etmekten kaçınmak, onların bize bakışlarını, tam derenin ortasında kayığımızı batırmak niyetlerini değiştirmeyecektir.

Bizi seçim arifesinde %13-14 gibi puanlarda yakaladıklarında, bizim kendimizi iftiraların tahribatından aklamamıza zaman kalmayacak ortamlarda, tıpkı geçen seçim öncesinde olduğu gibi bir ağızdan saldırıya geçecekleri mutlaktır.

Öyleyse biz bu üstü kapalı savaşı görmezlikten gelmek yerine, halk adına söylenmesi gereken her doğruyu yürekle söylemeyi, göğüs göğüse açıktan bir savaşı tercih etmeliyiz. Bu şekilde, onlar bizi budadıkça, adına savaştığımız halkın desteği dallarımızda yeni ve daha gür filizler verecektir.

Yokedilmekten korkarak yaşamaktansa, haklı bir savaşın cesur savaşçıları olarak ölmek bile yeğdir. Kaldı ki biz bu defa kazanmağa daha yakınız.

Bu vurgun düzenini er yada geç mutlaka değiştireceğiz. Yerine, bu ülkenin zenginliklerinden yalnızca bu ülkenin insanlarının ve eşit fırsat şartlarında istifade ettiği milliyetçi-toplumcu bir sistem getireceğiz

Çabalarımız ve dualarımız bu uğurdadır.

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin!

 

A S A M  B Ü L T EN

U F U K  Ö T E S İ