04 / 05 / 1998
3 Mayıs bir bayram günüdür.
3 Mayıs "Cihan yeniden Türk'ün adaleti ile yönetilsin"
diye arzu edenlerin, umudedenlerin ve bunun için gayret
edenlerin bayram günüdür.
3 mayıs Turan coğrafyasında, bütün Türk'lerin hür ve
müstakil Türk devletlerinde özgürce yaşadığı günü
özleyenlerin bayram günüdür.
3 mayıs, Türkiye Cumhuriyeti'nin de "Türk için, Türk'e
göre, Türk tarafından" yönetilmesini arzu edenlerin,
umudedenlerin ve bunun için gayret edenlerin bayram
günüdür.
* * *
54 yıl önce, 3 mayıs 1944'te, "Turan Davası"nın efsane
ismi Nihal Atsız beğ ile, sonradan vatan hainliği
belgelenen Sabahattin Ali'nin arasındaki ünlü duruşma
Ankara adliyesinde görülürken, caddeleri dolduran
onbinlerce Türk Milliyetçisi önce Ulus'a, sonra
Başbakanlık binasına doğru yürüdü.
O günler, Başbakan Şükrü Saraçoğlu'nun kendisini
"Türkçü" tanıttığı ama Milli Eğitim Bakanlığında
Sabahattin Ali gibi komünistlerin yuvalandığı günlerdi.
İşte bu hadiseyi, Boğaziçi lisesi edebiyat öğretmeni
Hüseyin Nihal Atsız beğ, sahibi ve başyazarı olduğu
Orhun Dergisi'nde "Başbakana Açık Mektup" başlığı
altında yayınlayarak kamuoyuna duyurmuştu. Böyle
başlayan süreç 3 mayıstaki duruşma gününde bir fikir
hareketinin şahlanışına sebep oldu.
Artık "milliyetçilik" devleti yönetenlerin hamasi
nutuklarının malzemesi olmaktan kurtularak, aksiyoner
bir fikir hareketinin kaynağı olmuş, gerçek fonksiyonuna
kavuşmuştu.
3 mayıs, Aksiyoner Türk Milliyetçiliği hareketinin
meşalesinin yakıldığı, bayrağının dalgalandığı gündür.
O gün, bütün Dünya Türk'lerinin hür ve bağımsız olarak
yaşayacağı geleceğe yürüyüşünü başlatanlar, sonraki
günlerde tutuklanmışlar, işkencelere maruz kalmışlardır
ama tohum da toprağa düşmüştür bir kez.
Onlardan biri, o yıl Harp Akademisi öğrencisi ve genç
bir üsteğmen olan Alparslan Türkeş, bu meşaleyi onyıllar
boyunca başlar üstünde tutarak ve her 3 mayısta ışığını
daha gür yakarak bu günlere taşımıştır. Ne mutlu ki,
önderi olduğu, "başbuğ"u olduğu Türkçülük Davası'nın
Demirperde'nin duvarlarını yıkan zaferini görmek de ona
nasip olmuştur. On yıl öncesine kadar bütün
siyasetçilerin hayal olarak nitelediği "Türk Birliği"ne
giden yolda, onun himayesinde tertip edilen Türk
Kurultaylarını "Başbuğ" olarak yaşamıştır.
Tarih ona hakkını teslim etmiştir.
O, Türk Dünyası'nın Başbuğ'u olarak ebediyete intikal
etmiştir.
Ama meşalesi bizim elimizdedir.
Şimdi bize düşen, bu meşalenin ışığını her 3 Mayıs'ta
bir öncekinden daha gür kılmak, "Türk Birliği"ne giden
yolu daha çok aydınlatmaktır.
* * *
3 Mayıs bizim bayram günümüzdür.
Selam olsun 3 Mayıs'a
Selam olsun Türklük Davası'nın efsanelerine
Selam olsun kutlu yolun şehitlerine
Selam olsun Başbuğ'a
Selam olsun Bozkurtlara, "ideal askerleri"ne
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin! |