TÜM YAZILARI

Hareket Gazetesi

Dolu dizgin ufka doğru
Meslek odalarını da kazanmalıyız
Her çocuğunuz için bir ağaç dikin
Yol olursa kötü olur
İlkeli ilişkiler ikili ilişkiler
Her 3 mayıs'ta daha ileri
Ahtopotun en güçlü kolu
12'ye çeyrek mi var ?
Birer birer vurulsak da
Tam demokrat,  toplumcu, hukuk devleti
Sevr'in altyapısı hazırlanıyor !
Ormanlarımız yanmasın
Türk Boğazları yeni tüzük tasarısı
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (1)
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (2)
Biz bir halk hareketiyiz
Teşkilatların yapılanması hakkında

Seçim kapıda

Aday tespitleri
Nicelik değil nitelik
Kim ayrıldı ise o birleşsin
Son 20 yılın vurgun tefrikası (1)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (2)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (3)
30 eylül mali miladı
Faziletin iki yüzü
Ortalık toz duman
Büyük devlet olmak için
İyi ki MGK var
Aliyev ve Bakü-Ceyhan
Şayet...
Ekmek bıçağı ve başörtüsü
Aday olunuz
Böyle zamanlarda
Kirli ellerle olmaz
Şarkılarda ki erozyon
Selam olsun !
Katil'i unutmayın !
Bu kadar basit !
Demokrasi ve merkez yoklaması
Şimdi daha çok okumalıyız
Eyalet modeli mi, Türk Birliği mi
Barış için yürümek
Siyasetten...

Mutluluklara düşen gölgeler

HAREKET GAZETESİ YAZILARI

 
TAM DEMOKRAT, TOPLUMCU, HUKUK DEVLETİ


01 / 06 / 1998

Kitle iletişim araçlarındaki baş döndüren teknolojik gelişme ve yaygın kullanım neticesinde, insanlar artık hakları ve özgürlükleri noktasında daha bilinçli ve daha duyarlı hale geldiler.

Toplumun, neredeyse her konuda, sivil toplum kuruluşlarında teşkilatlanması, bireysel ve toplumsal hakların ve faydaların davasını gütmesi, sivil toplum anlayışının giderek yerleşmesi anlamındadır.

Şimdilerde ülkemizde, özellikle zayıf güç dengelerine oturan son koalisyon hükümetleri döneminde, bu sivil toplum kuruluşlarının kendi konularında uzman kişilerin hazırladıkları bilgi ve belgeleri kamuoyuna duyurmaları, arkalarına alabildikleri kamuoyu desteği ölçüsünde de, hükümetleri bu konulardaki uygulamaları için uyarabilmeleri, hükümet politikalarına nüfuz edebilmeleri, yönlendirebilmeleri mümkün olmaktadır. Bu durum bir şekilde halkın yönetime iştiraki anlamını da taşır.

Aslında temsilcilerini yetersiz bulmaktan kaynaklanan bir toplum refleksidir bu.

İsabetli olamayan bir seçim sistemi halk iradesini meclise taşımak noktasında zaaflar içermektedir.

Mecliste ise milletvekillerini mensubu bulundukları partilerin "gurup kararı" örneği gibi lider ve çevresinin baskısından doğan bir irade ipoteği beklemektedir.

Sadece siyasi konularda ve sadece kürsü dokunulmazlığı temsilciler için kamu vicdanında kabul görmüş hak iken, seçilen bütün parlamentolar bütünüyle dokunulmazlığı kendisi için anayasa hükmü olarak benimsemektedir ve yine bütün dönem parlamentolar milletvekili maaş artırımlarını kamu vicdanına rağmen çok yüksek oranlarda ve çok süratli bir şekilde karara bağlamaktadırlar. Bunlar da temsilcilerin temsil ettikleri halkın çıkarlarından ziyade kendi çıkarlarını gözettiklerine göstergedir.

Yani halk siyasetçiye güvenmemek için iyi sebeplere sahiptir ve bu sebeplerden ötürü bir refleks geliştirmiş, çeşitli vakıf, dernek ve gönüllü kuruluşlar temsilciliği ile kamuoyu baskısı oluşturarak haklarını korumak gayretindedir.

MHP, daha partinin yapılanmasında tam demokrat olmak, milletvekili adaylıklarını da teşkilat tabanının tam katılımını temin ederek belirlemek tavrındadır.

Bu şekil, seçilmişlerin de demokrasi konusunda duyarlı olmalarına bir altyapı teşkil etmektedir. Teşkilat tabanı onları bu konuda sürekli izleyecek ve gözleyecek anlamındadır.

Kendi bünyesinde bu "tam demokrat" ortamı sağlayan MHP, ülke yönetiminde de haliyle tam demokrat ve halktan yana olan bir tavır sergileyecektir.

MHP'yi sistemin liberal partilerinden ayıran en belirgin özelliklerinden birincisi "toplumcu" bir karaktere sahip olması, toplumsal menfaatleri bireysel menfaatlerin önünde tutması, özü itibariyle bir halk hareketi olmasıdır.

MHP katılımcı demokrasi yanlısı olduğunu her vesileyle ama ençok "gümrük birliği" örneğinde olduğu gibi ülkenin geleceğini etkileyecek önemli konularda kamuoyu yeterince aydınlatıldıktan sonra referanduma gidilmesini isterken kanıtlamıştır.

MHP muhalefette olduğu zamanlarda da iktidar olduğu günlerde de aynı doğruların sahipliğini aynı heyecan boyutlarında yapacak bir ideolojik karaktere sahiptir.

Dürüst kadroları, uygulama noktasındaki zaafları yokedecek önemli bir avantajdır MHP iktidarı için. Çünkü bütün yasalar, uygulayıcılarının elinde farklı olarak iyi yada kötü sonuçlar doğurabilirler. Artırdığınız trafik cezası rüşvet alan memurun rüşvetinin oranını artırdığı kadar caydırıcılık kazanır.

MHP'nin yetişmiş akademisyen ve bürokrat kadroları siyasi temsilcileri için büyük bir rahatlık ve başarı ortamını sağlayabilecek çokluktadır.

Fakat, devleti iyi yönetmek için, adaleti iyi tesis edebilmek için devletin kendisinin bir "hukuk devleti" olması mecburiyeti vardır.

Hukuk devletinde kuvvetler ayrılığı pratikte de işlerlik kazanmalı, yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden bağımsız olmasının yargı denetiminin tam bağımsız işlemesinin bütün altyapıları hazırlanmalıdır.

Tabii ki yargı, yürütmenin bir temsilcisi olan adalet bakanlığına dolaylı da olsa bağımlı olmamalıdır. Ama bir o kadar da rüşvet ve tehdit unsurlarına karşı korunaklı bir hale getirilmelidir. Bir yargıç rüşvet almağa ihtiyaç duyamayacak hayat standardında yaşamalıdır ve rüşvet aldığı belgelendiğinde bu rahat ve prestijli hayatı kaybetmekten korkmalıdır. Cezai müeyyideleri de hukuk temsilcileri olmak hasebiyle daha ağır olabilmelidir. Yine, bir yargıcın, mafya veya terör örgütleri tarafından tehdit edilebilme imkânı tümden yokedilmelidir. Bir kere bu yol açıldı mı mafya da, terör örgütleri de her defasında daha güç kazanır, güç kazandıkça tehdit edebilme şansı giderek artar.

Yargının sıhhatli işleyişi yasama ve yürütmeyi de olumlu etkileyecektir. Anayasa'daki "hukuk devleti" kavramı ile örtüşmeyen ve toplumsal faydayı engelleyen bazı müeyyideler ise sonraki konudur. Sırası gelince oda ele alınmalıdır.

MHP, çok söylenen bu kabil sözlerin niyet ve kabiliyet açısından yeterlikli olan, dolayısıyla samimi olan tek söyleyenidir.

İmanlı ve yürekli MHP kadroları, çıkar çarklarını bozacak, mafyalara, çetelere, örgütlere mağlup olmayan bir idare getirecektir.

Zafer ilk seçim tarihi kadar yakındır.

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin !

 

A S A M  B Ü L T EN

U F U K  Ö T E S İ