27 / 04 / 1998
Kimler geldi, kimler geçti..
İlkeli ilişkiler yerine, hesaba dönük ikili ilişkileri
tercih eden kimleri görmedik ki. Başı Ağrı dağı gibi
bulutların üzerinde, eteklerindeki, yanında yöresindeki
küçük dağlara bakıp "onları ben yarattım" diyen
sarhoşluklarda, yarını "Tanrı buyruğu" kadar garantide
görüp savruk adımlar atabilecek özgüvenleri yakalamış ne
insanlar olabildi ne yazık.
Bu bir insani zaaftır.
"Kudretin sarhoşluğu."
Ama, mahkeme kadıya mülk değil....
Bu teşkilatın politik kültürü, ne ünlü, anlı-şanlı
isimleri yanlışa düştüklerinde değirmen taşı gibi öğüttü
gitti.
Bu ibret, 30 yılı bunları gözleyerek yaşamış olan bir
nice insanın zihninde üçüncü bir yüz gibi yerleşmiş. Ne
kendi zaaflarına mağlup olmasına izin veriyor, ne
başkalarının bu benzeri zaaflarını "bu da öyle olsun"
diye kabullenebilmesine.
Dünden bu güne, yanlışı tercih edenler bedelini ödemiş.
Yarınlarda, bu ibret denizine rağmen, yanlışı tercih
edenler olabilecekse bedelini ödeyecek demektir.
İşte bu, akıllı insanların şeytana mağlup olmasını
engelleyecektir.
Bir daha, ilkeli ilişkiler yerine hesaba dönük ikili
ilişkileri tercih edenler olabilmeyecektir.
İlla olabilirse eğer, hemen farkedilebilecek ve mutlak
surette insiyatif noktalarından enterne edilecektir.
Bu hareket doğru kulvarı yakalamıştır.
Bundan böyle, bu minval üzre uygun adımlarda
yürüyebilenlerle yürüyüşüne devam edecektir.
Türk'ün Cihan hakimiyetine giden bu ulvi yolda adımları
kısa düşenler arkada kalacaktır.
Unutulmaya...
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin! |