27 / 11 / 1998
Herkes "temiz sayfa"dan
sözediyor
Halk da, aydınlar da...
Belli ki bu herkesin
ihtiyacı. Ve çok uzun bir zamandır mütemadiyen ihtiyacı
ki sık sık yeni bir sayfadan, yeni bir başlangıçtan söz
ediliyor. Yanlış temellere inşa edilen soyut ve somut
kurumların hepsi kısa zamanlar içinde çöküyorlar ve bu
çöküşler, bu tükenişler yeni bir başlangıç gerektiriyor.
İşte böyle zamanlarda, dünden bu güne bu yanlışlıkların,
bu çöküşlerin sorumlusu olanlar halkın gözünün içine
baka baka yen bir başlangıçtan, temiz sayfalardan
sözediyorlar.
Kirli ellerle temiz sayfa
açılmaz... Ey halkım anla artık!
Hep aynı insanlar hükümet
ediyorlar, ikisi diğer ikisiyle küsüp başka ikisiyle
barışıyor, bilmem kaç numaralı hükümeti yıkıp bir
yenisini kuruyorlar. Ama bunlar heph aynı insanlar, aynı
tavanın balıkları. Al birini vur ötekine...
"Matik"ler iş başında
Kaçıncıdır yine aynı filmi
seyrettiriyorlar bize. Yine sudan gerekçelerle bir
iktidarsız hükümet daha yıkıldı, yerine aynı kişilerce
bir başka iktidarsız hükümet kurulmak üzere.
Sudan gerekçeler dediğimize
bakmayın, aslında gerekçeler çok vahim ama hepsi bu
işlerden sabıkalı olan insanlarla yeni bir hükümet
kurulacaksa haliyle değişen bir şey olmayacağı için,
sanki birşeyler de değişecekmiş gibi hükümeti
değiştirmenin anlamsızlığından ötürü, gerekçelerin
geçersizliğini anlatmak istedik bu sözümüzle.
Aylardır doğru dürüst bir
yasanın ve kararın çıkamadığı meclisten, bir oturumunda
önce bir bakanın ardından da hükümetin düşürüldüğü
kararlar çıktı. Takip eden saatlerde, aynı meclisin
komisyonlarında eş zamanlı iki oturum geçekleşti ve biri
yıllara diğeri aylara dayalı süreci olan iki şaibeli
malvarlığı ve yüce divan teklifleri karşılıklı olarak
tehdit unsuru olmaktan çıkarıldı.
2 yıl önce Tansu Çiller'in
malvarlığını araştırma komisyonunda muhalif tarafta olan
ANAP ve DSP'nin parmak sayısı bu yargı sürecini açmağa
yetmemişti. Ama o gün söyledikleri hafızalarımızda,
beyan ettikleri belgeler ve iddialar sözkonusu
malvarlığının gerçekten şaibeli olduğu bir yargı
sürecine gerek olduğu kanaatini veriyordu.
O gün REFAH Partisinin
komisyondaki temsilcilerinin desteğiyle yargı sürecinden
kurtulmuştu Çiller. ANAP'lılar da üzerinde REFAHMATİK
yazan deterjan kutuları kamyonlarla mahalle mahalle
gezerek halka dağıtmışlar ve bu kirli ortaklığı
hicvetmişlerdi.
Şimdi iki yıl sonra, hem de
kendilerinin iktidar olduklarında yeniden göreve
başlattıkları meclis araştırma kamisyonunda yine kendi
guruplarının oylarıyla Tansu Çiller'i akladılar.
Peki ne için?
Çünkü aynı anda bir başka
meclis araştırma komisyonunda ayak oyunlarında pek mahir
olan CHP'nin desteğiyle sağlanmış olan yeni bir yüce
divan sürecinde Mesut Yılmaz'ın malvarlığı ve
suistimalleri oylanmaktaydı.
Al gülünü, ver gülümü...
Şimdi soruyoruz; Hangi matik
daha güçlü, REFAHMATİK mi, ANAPMATİK mi?
Bu millet kör, sağır ve
aptal mı ki bu insanlar yine bu milletten oy
alabilsinler, yeniden hükümet olup yeniden çarklarını
çevirsinler ve küplerini doldursunlar.
Bir reklamdaki sözler
geliyor aklımıza;
"yok öyle... Burası Türkiye!"
Bu defa halk, bütün kirli
ilişkilerini, yanar döner takiyyelerini, ülkücü (?!)
mafyacı dedikleriyle içiçe geçmiş çıkar
birlikteliklerini ayan beyan gördüklerine eminiz iltifat
etmeyecektir.
Bu defa halk, "temiz sayfa"
için, temiz bir başlangıç için, "temiz bir el"e ihtiyaç
olduğunu bilmektedir.
Çözüm, dürüst kadrolar
Bu uzun ve yoğun vurgun
dönemi bize göstermiştir ki, kurullar ve kurumlar kadar,
hatta onlardan daha çok, o kurum ve kurulları işleten
kadrolar da önemlidir.
Yasalar uygulayıcılarının
elinde şekillenir.
Daha önce de söylemiştik; memurunuz işini bilen (?!)
cinsindense, artın trafik cezaları suç oranını
düşürmekten çok, rüşvetin oranını yükseltmeye yarar.
Şimdi bu sözkonusu
komisyonlardaki insanlar, dün belgeleriyle takdim
ettikleri şaibeli ve kirli ilişkileri ne adına görmezden
gelip örtbas ettiler.
Demek ki bu soruşturmalara
esas olan milletin hak ve menfaatleri değildi. Kendi
menfaatleri için, "sen çalamıyasın-ben çalabileyim" için
başlatılmış süreçlerdi bunlar. Bu yüzden, konjonktürün
gereği olarak değişen dostluk cephelerinde, dün kara
dediklerine bugün ak diyebiliyorlar bu insanlar.
Ve biz bu ilkesiz,
kişiliksiz insanlara bizi yönetme selahiyetini bir daha
vereceğiz umuyorlar, öyle mi?
Yanılıyorlar ve
yanıldıklarını görecekler.
Yeni meclis dürüst
insanların ve dürüst ilişkilerin hakim olduğu bir meclis
olacaktır.
Bu millet temiz sayfa için
elleri kirlenmemiş insanlara; ilkeli, bilgili, dürüst
ülkücü kadrolara görev verecektir.
Şimdiden hayırlı olsun!..
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin!
|