20 / 01 / 1999
1071 yılında, bu hareketi ilk tanıdığımızda,
delikanlılık yaşlarımızın ilk baharındaydık.
Doğup büyüdüğümüz yerin uzağında, bir akraba yanında,
lise son sınıfı okumak üzere naklen geldiğimiz Tokat
ili, o yıl için Ülkü Ocakları'nın bütün Türkiye
sathında teşkilatlanmış olduğu az sayıda ilden biri
idi.
Bir başka mutlu tesadüfte, sıra arkadaşlarımızın Ocak'
ta yöneticilik yapan birikimli biri olması idi.
Hareketi kitaplarıyla tanıdık.
Herkes gibi işe “9 Işık”ı okuyarak başladık.
Yine Alparslan Türkeş' in 1968 baskısı “Türkiye'nin
Meseleleri” , o yıl henüz doçent olan Fikret Eren'in
Başbuğ'un emri ile hazırladığı ve Kurt Karaca ismi ile
yayınladığı, hareketin sosyoekonomik görüşlerini ihtiva
eden 'Milliyetçi-Toplumcu Düzen” isimli eserler sonraki
yıllarımızda bütün hayatımıza yön veren fikri omurgayı
oluşturan ilk kitaplardı.
70’li yıllar , giderek alevlenen yangın yeri gibiydi.
Başlangıçtaki tek tük öldürmeler süratle yerini toplu
çatışmalara otomatik silahlarla yapılan toplu
öldürmelere, kahvehane taramak ve bombalamak gibi hedef
gözetmeksizin yapılan toplu kıyımlara, katliamlara
bıraktı.
Sanki bir cinnet dönemiydi.
Sömürgecilerin ısmarladığı, siyasi ve ekonomik olarak
dışa bağımlı bir düzeni tesis etmek için, medyadakiler
ve istihbarat örgütlerindekiler dahil, bütün
işbirlikçiler ve provakatörler “fulltime”
çalışıyorlardı.
Anarşinin kime ve neye hizmet ettiğini daha o yıllarda
çoğumuz iyice görüyor, tahlil edebiliyor olmamıza
rağmen, anarşiden kendimizi soyutlamamız mümkün
olamıyordu.
Koruyabilmek için silahımız olmalıydı ve onu iyi
kullanmayı da bilmeliydik.
Ölümcül bir hayatı yaşıyorduk. Bu bizim tercihimiz ve
kabulümüz de değildi. Vatan, Bayrak, Kur'an ve
bağımsızlık gibi, vazgeçilmeyecek değerlerimizi
muhafaza edebilmek için içinde olmaktan kaçınamadığımız
bir kavga idi.
İşte böyle yıllarda, böyle ölümcül bir hayatı
yasayabilmek için iyi sebeplere ihtiyacımız vardı,
inançlarımızı kuvvetlendirecek bilgilere ihtiyacımız
vardı.
Bunun için okuyorduk. O günlerde bu günlerde olduğundan
daha çok okuyorduk.
On yıllar geçti...
On yıllar boyunca bu “tam bağımsızlık” yanlısı “milli
kurtuluş hareketi”ni, bu “toplumcu” hareketi
çizgisinden uzaklaştırıp liberalleştirmek isteyen bir
çok organizasyonu yaşadık, “12 eylül” isimli bir de imha
operasyonunu yaşadık, başaramadılar.
On yıllar sonra ülkücü hareket başlangıçtaki Türkçü,
İslamcı ve Toplumcu çizgisinde, siyasi temsil organı
MHP ise bir seçimin öncesinde iktidarın eşiğinde.
Şimdi Türkiye'nin her yerinde, en ücra köselerinde MHF
nin ve Ülkü Ocakları’nın temsilcilikleri var. Diğer yan
kuruluşlar, yandaş vakıf ve demekler de neredeyse bütün
merkezi yerleşim birimlerinde teşkilatlanmışlar. Camia
mensuplarının yarısı hayatlarının bir döneminde bu
kuruluşlardan birinde yöneticilik yapmış durumda.
Ve fakat bütün bu kişilerin hareketin temel eserlerini
ve süreli yayın organlarını, oran itibariyle 70’1i
yıllarda olduğu kadar yakından takip etmediği
kanaatindeyim.
Oysa şimdi şartlar daha elverişli. Ve yönetmek zamanı
geldi ise, daha çok okumaya şimdi daha mecburuz.
“AR-GE” nin kitapları
MHP nin Genel Başkanı bir akademisyen. Genel Merkez
Yönetimi'nin önemli bir kısmı da akademisyen. Sadece
Başkanlık Divanı’nda 4 profesör var.
Ve MHP nin 600 akademisyenle çalışan bir “AR-GE”si var.
Dünyanın hiçbir üniversitesinde bu sayıda akademisyen
bir arada görev yapmamaktadır.
Bu muazzam sayı bir şeyin de göstergesidir ;
MHP “Bilgi Çağı'na hazırdır, Türk Devletini ve Türk
Milletini Bilgi Çağı'na taşımak kabiliyetini haiz tek
siyasi kuruluştur.
Esasen, niyet itibariyle de,Türkiye'yi Bilgi Çağı'na
hazır bir alt yapıyla taşımak niyetine haiz tek siyasi
kuruluştur. Diğer partilerin şimdiye kadar böyle bir
söylem kullandığına şahit olmadık. Oysa MHP nin Genel
Başkanı gerek teşkilatlar için hazırladığı
kitapçıklarda gerek bütün geniş konulu konuşmalarında
Bilgi Çağı'na ve bunun hazırlıklarına önemli yer
ayırmakladır.
MHP AR-GE’nin şimdiye kadar ilk çalışma örnekleri
fotokopi olarak elimize ulaşan 11 ayrı konudaki kitap
hazırlığından haberdarız, yenilerinin de hazırlandığını
biliyoruz. Bunlardan henüz 5’i basılmış, diğerleri de
baskı hazırlığındadır.
Bu kitaplar bütün Türkiye teşkilatlarına
dağıtılmaktadır.
Türkiye'nin bütün önemli meselelerini MHP fikriyatı
çerçevesinde değerlendiren bu kitapların bizim
bildiklerimizin isimleri ve konulan şunlardır;
1-Türkiye'de Enflasyonun sebepleri ve çözüm yolları
2-21.Yüzyılda Türk Milli Sağlık Sistemi
3-21. Yüzyılda Türk Milli Sosyal Güvenlik Önlemi
4-Türk Milli Eğitim Sistemi
5-KİT’lerin özelleştirilmesi
6- Enerji ve enerji kaynaklarımız.
7-Türkiye'nin çevre sorunları ve milli çevre
politikamız
8-Yüksek öğretim politikamız
9-Türkiye tarımı ve geliştirilmesi
10-Türkiye hayvancılığı ve geliştirilmesi
11-Türkiye ormanları ve geliştirilmesi
Belli ki bu benzeri eserler böyle devam edecek. Bu
mutluluk verici.
Üzücü olan bu kitapların bütün Türkiye teşkilatlarına
yeter sayıda basılamıyor olması.
Bu sebeple İstanbul MHP teşkilatlan için bu kitaptan
orjinalinin tıpkı basımı olarak yeniden ve 5000’er adet
basma teşebbüsündeyiz.
Temennimiz diğer il teşkilatlarımızın da kendilerine
yeter sayıyı - maliyetini karşılamak kaydıyla - baskı
yerlerine sipariş vermeleri ve bütün yönetim kurulu
üyelerimizin ve MHP liliği bilinip çevrelerinde MHP
adına sorulara muhatap olabilen politik formasyonu
yüksek bütün üyelerimizin bu kitaplara sahip olabilmesi.
Ve tabii ki bu kitapların bu kişilerce muhakkak
okunması.
Şimdi seçim öncesi...
Okuduğumuz her kitap ve bunun bilgilerinin halka
ulaştırılması - bize bir fazla milletvekili ile meclise
girmek veya bir fazla sayıda belediye başkanlığı, meclis
üyeliği kazanmak fırsatını sağlayacaktır.
Bunun idraki ile, şimdi daha çok okumalıyız.
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin! |