TÜM YAZILARI

Hareket Gazetesi

Dolu dizgin ufka doğru
Meslek odalarını da kazanmalıyız
Her çocuğunuz için bir ağaç dikin
Yol olursa kötü olur
İlkeli ilişkiler ikili ilişkiler
Her 3 mayıs'ta daha ileri
Ahtopotun en güçlü kolu
12'ye çeyrek mi var ?
Birer birer vurulsak da
Tam demokrat,  toplumcu, hukuk devleti
Sevr'in altyapısı hazırlanıyor !
Ormanlarımız yanmasın
Türk Boğazları yeni tüzük tasarısı
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (1)
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (2)
Biz bir halk hareketiyiz
Teşkilatların yapılanması hakkında

Seçim kapıda

Aday tespitleri
Nicelik değil nitelik
Kim ayrıldı ise o birleşsin
Son 20 yılın vurgun tefrikası (1)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (2)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (3)
30 eylül mali miladı
Faziletin iki yüzü
Ortalık toz duman
Büyük devlet olmak için
İyi ki MGK var
Aliyev ve Bakü-Ceyhan
Şayet...
Ekmek bıçağı ve başörtüsü
Aday olunuz
Böyle zamanlarda
Kirli ellerle olmaz
Şarkılarda ki erozyon
Selam olsun !
Katil'i unutmayın !
Bu kadar basit !
Demokrasi ve merkez yoklaması
Şimdi daha çok okumalıyız
Eyalet modeli mi, Türk Birliği mi
Barış için yürümek
Siyasetten...

Mutluluklara düşen gölgeler

HAREKET GAZETESİ YAZILARI

 
ŞİMDİ DAHA ÇOK OKUMALIYIZ


20 / 01 / 1999

1071 yılında, bu hareketi ilk tanıdığımızda, deli­kanlılık yaşlarımızın ilk baharındaydık.

Doğup büyüdüğümüz yerin uzağında, bir akraba yanında, li­se son sınıfı okumak üzere nak­len geldiğimiz Tokat ili, o yıl için Ülkü Ocakları'nın bütün Türki­ye sathında teşkilatlanmış oldu­ğu az sayıda ilden biri idi.

Bir başka mutlu tesadüfte, sıra arkadaşlarımızın Ocak' ta yöneticilik yapan birikimli bi­ri olması idi.

Hareketi kitaplarıyla tanıdık.

Herkes gibi işe “9 Işık”ı oku­yarak başladık.

Yine Alparslan Türkeş' in 1968 baskısı “Türkiye'nin Mese­leleri” , o yıl henüz doçent olan Fikret Eren'in Başbuğ'un emri ile hazırladığı ve Kurt Karaca ismi ile yayınladığı, hareketin sosyo­ekonomik görüşlerini ihtiva eden 'Milliyetçi-Toplumcu Dü­zen” isimli eserler sonraki yılla­rımızda bütün hayatımıza yön veren fikri omurgayı oluşturan ilk kitaplardı.

70’li yıllar , giderek alevle­nen yangın yeri gibiydi. Başlan­gıçtaki tek tük öldürmeler süratle yerini toplu çatışmalara otomatik silahlarla yapılan toplu öldürmelere, kahvehane taramak ve bombalamak gibi hedef gözetmeksizin yapılan toplu kı­yımlara, katliamlara bıraktı.

Sanki bir cinnet dönemiydi.

Sömürgecilerin ısmarladığı, siyasi ve ekonomik olarak dışa bağımlı bir düzeni tesis etmek için, medyadakiler ve istihbarat örgütlerindekiler dahil, bütün işbirlikçiler ve provakatörler “full­time” çalışıyorlardı.

Anarşinin kime ve neye hiz­met ettiğini daha o yıllarda çoğumuz iyice görüyor, tahlil edebiliyor olmamıza rağ­men, anarşiden kendimizi soyutlamamız mümkün olamıyordu.

Koruyabilmek için sila­hımız olmalıydı ve onu iyi kullanmayı da bilmeliydik.

Ölümcül bir hayatı yaşıyorduk. Bu bizim tercihi­miz ve kabulümüz de değildi. Vatan, Bayrak, Kur'an ve bağım­sızlık gibi, vazgeçilmeyecek de­ğerlerimizi muhafaza edebil­mek için içinde olmaktan kaçınamadığımız bir kavga idi.

İşte böyle yıllarda, böyle ölümcül bir hayatı yasayabil­mek için iyi sebeplere ihtiya­cımız vardı, inançlarımızı kuvvetlendirecek bilgilere ih­tiyacımız vardı.

Bunun için okuyorduk. O günlerde bu günlerde olduğun­dan daha çok okuyorduk.

On yıllar geçti...

On yıllar boyunca bu “tam bağımsızlık” yanlısı “milli kurtu­luş hareketi”ni, bu “toplumcu” hareketi çizgisinden uzaklaştırıp liberalleştirmek isteyen bir çok organizasyonu yaşadık, “12 eylül” isimli bir de imha operasyonunu yaşadık, başaramadılar.

On yıllar sonra ülkücü hareket başlangıçtaki Türkçü, İslamcı ve Toplumcu çizgi­sinde, siyasi temsil organı MHP ise bir seçimin öncesin­de iktidarın eşiğinde.

Şimdi Türkiye'nin her yerin­de, en ücra köselerinde MHF nin ve Ülkü Ocakları’nın temsilcilikleri var. Diğer yan ku­ruluşlar, yandaş vakıf ve demekler de neredeyse bütün merkezi yerleşim birimlerinde teşkilat­lanmışlar. Camia mensuplarının yarısı hayatlarının bir dönemin­de bu kuruluşlardan birinde yö­neticilik yapmış durumda.

Ve fakat bütün bu kişilerin hareketin temel eserlerini ve süreli yayın organlarını, oran itiba­riyle 70’1i yıllarda olduğu kadar yakından takip etmediği kana­atindeyim.

Oysa şimdi şartlar daha el­verişli. Ve yönetmek zamanı geldi ise, daha çok okumaya şimdi daha mecburuz.

“AR-GE” nin kitapları

MHP nin Genel Başkanı bir akademisyen. Genel Merkez Yönetimi'nin önemli bir kısmı da akademisyen. Sadece Başkanlık Divanı’nda 4 profesör var.

Ve MHP nin 600 akademis­yenle çalışan bir “AR-GE”si var.

Dünyanın hiçbir üniversitesinde bu sayıda akademisyen bir arada görev yapmamaktadır.

Bu muazzam sayı bir şeyin de göstergesidir ;

MHP “Bilgi Çağı'na hazır­dır, Türk Devletini ve Türk Milletini Bilgi Çağı'na taşımak kabi­liyetini haiz tek siyasi kuruluştur.

Esasen, niyet itibariyle de,Türkiye'yi Bilgi Çağı'na hazır bir alt yapıyla taşımak niyetine haiz tek siyasi kuruluştur. Diğer parti­lerin şimdiye kadar böyle bir söylem kullandığına şahit olma­dık. Oysa MHP nin Genel Baş­kanı gerek teşkilatlar için hazır­ladığı kitapçıklarda gerek bütün geniş konulu konuşmalarında Bilgi Çağı'na ve bunun hazırlık­larına önemli yer ayırmakladır.

MHP AR-GE’nin şimdiye kadar ilk çalışma örnekleri foto­kopi olarak elimize ulaşan 11 ayrı konudaki kitap hazırlığın­dan haberdarız, yenilerinin de hazırlandığını biliyoruz. Bunlar­dan henüz 5’i basılmış, diğerleri de baskı hazırlığındadır.

Bu kitaplar bütün Türkiye teşkilatlarına dağıtılmaktadır.

Türkiye'nin bütün önemli meselelerini MHP fikriyatı çer­çevesinde değerlendiren bu ki­tapların bizim bildiklerimizin isimleri ve konulan şunlardır;

1-Türkiye'de Enflasyonun sebepleri ve çözüm yolları

2-21.Yüzyılda Türk Milli Sağlık Sistemi

3-21. Yüzyılda Türk Milli Sosyal Güvenlik Önlemi

4-Türk Milli Eğitim Sistemi

5-KİT’lerin özelleştirilmesi

6- Enerji ve enerji kaynaklarımız.

7-Türkiye'nin çevre sorun­ları ve milli çevre politikamız

8-Yüksek öğretim politikamız

9-Türkiye tarımı ve geliştirilmesi

10-Türkiye hayvancılığı ve geliştirilmesi

11-Türkiye ormanları ve geliştirilmesi

Belli ki bu benzeri eserler böyle devam edecek. Bu mutluluk verici.

Üzücü olan bu kitapların bütün Türkiye teşkilatlarına ye­ter sayıda basılamıyor olması.

Bu sebeple İstanbul MHP teşkilatlan için bu kitaptan orjinalinin tıpkı basımı olarak yeni­den ve 5000’er adet basma teşebbüsündeyiz.

Temennimiz diğer il teşkilatlarımızın da kendilerine yeter sayıyı - maliyetini karşılamak kaydıyla - baskı yerlerine sipariş vermeleri ve bütün yönetim ku­rulu üyelerimizin ve MHP liliği bilinip çevrelerinde MHP adına sorulara muhatap olabilen poli­tik formasyonu yüksek bütün üyelerimizin bu kitaplara sahip olabilmesi.

Ve tabii ki bu kitapların bu kişilerce muhakkak okunması.

Şimdi seçim öncesi...

Okuduğumuz her kitap ve bunun bilgilerinin halka ulaştırılması - bize bir fazla milletveki­li ile meclise girmek veya bir fazla sayıda belediye başkanlığı, meclis üyeliği kazanmak fırsatı­nı sağlayacaktır.

Bunun idraki ile, şimdi daha çok okumalıyız.

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin!




 

A S A M  B Ü L T EN

U F U K  Ö T E S İ