06 / 04 / 1998
Onyıllardır meslek odalarının seçimlerinde başkalarına
yama oluyoruz. Artık bu sahada mevziler kazanıp bayrak
dikecek duruma geldik. Bunun idraki ile bunun
gereklerini yapmak durumundayız.
17.000 üyeli Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler
Odası seçimlerine Refah Partisi (şimdiki Fazilet)
yanlılarının ve bazı tarikat gruplarının başı çektiği
Birlik Vakfı organizatörlüğündeki "Meslekte Birlik"
listesi haricinde liberal solcuların ve aşırı solcuların
hazırladığı iki ayrı liste daha katılır. Toplam oy
sayısı 3.000 civarındadır. Altıda bir oranında...
Seçimi, her defasında ve yarıya yakın oyla, liberal sol
liste alır.
Yaklaşık 20.000 üyeli İstanbul Barosu'nda katılımların
6-7 bin civarında seyrettiği seçimlere de yine aynı
siyasi çizgileri ihtiva eden üç liste olur. Bu Mimar
Odalarında da böyledir Tabip Odalarında da. Ve diğer
birçok meslek grubunun temsilciliği yakın oranlarda
katılımlarla gerçekleşirken hep bu üç liste vardır.
Seçimleri, liberal sağ oyları da kendisinde toplayan
liberal sol liste alır genellikle.
Neden böyle?
Çünkü, her seçim öncesinde Meslekte Birlik grubu tanınan
birkaç milliyetçi-ülkücü meslek mensubunu listesine
dahil etmeyi başarır. Bu liste milliyetçi-ülkücü kesimin
oylarının büyük kısmını alamaz ama bu birlikteliğin bir
başka tabii neticesi milliyetçi-ülkücü kesimin ayrı bir
organizasyon arayışının önünü kesmektir.
Liberal sağ organize olma kabiliyeti taşımadığı için,
belki de hep iktidarda olduğundan "nasılsa problemleri
çözmenin bir yolu bulunur" rahatlığıyla organize olmak
ihtiyacı duymadığı için, genelde ilgisizdir. Yarışa
katıldıkları ayrı bir listeleri olmaz. Seçime katılmayan
o kahredici çoğunluğun onda dokuzu da bunlardır. Biraz
aktif olanlar ise liberal solun listesine oy verirler.
Onlara göre RP tandanslı bir oda yönetimi yerine (bölücü
solcuları da tercih etmeyeceklerine göre) evla olan
liberal sol listedir. Bütün meslek gruplarında liberal
sol listelere seçim kazandıran oyların yarıya yakınını
da bu grup teşkil eder.
Peki ne yapılmalı?
Bu günden başlayarak, her meslek grubunda
ülkücü-milliyetçi meslek derneklerini oluşturmalıyız. Bu
derneklerin yapılanmaları, görünen hedef olan oda
seçimlerini kazanabilmek için, siyasi çizgi açısından
olabildiğince esnek tutulmalı. Her oda seçimi öncesinde
de liberal sağın bazı tanınmış isimlerinin tepe
noktalarında bulunduğu, fakat teknik kadrosunun
ülkücülerden oluştuğu bir liste hazırlanmalıdır.
Bu yapıdaki listeler bazı odalarda (yeterli hazırlık
dönemi yaşanabilmiş ise) ilk seçimleri kazanabilirler.
Bazı diğer odaların da gelecekteki seçimlerini
kazanabileceğinin görüntüsünü veren oy noktalarını
yakalayabilirler. İşte bu hal gelirse gerisi de gelir.
Seçimlere ilgi göstermeyen liberal sağ eğilimli oda
seçmeninin ilgisi temin edilir, hatta Meslekte Birlik
grubu da bu listeye destek verebilir.
Netice itibariyle, ülkücülerin teşkilatlanma
kabiliyetlerini artık bu sahalarda da değerlendirme
gereği vardır.
Artık sivil toplum örgütleri ülke siyasetinde daha
etkili olabilmektedirler.
Artık yönetenler, sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu
kamuoyu istikametinde, daha doğru yada daha yanlış
politikalara mecbur kalmaktadırlar.
Gayrimilli unsurların uyduruk sivil toplum örgütlerinin
yaygaraları, suni gürültüleri bile, bıçak sırtında duran
koalisyon hükümetlerini ürkütmekte, onları devlet ve
millet menfaatlerine aykırı uygulamalara zorlamaktadır.
İşte bu sebeplerden ötürü, ülkücü hareketin siyasi ve
ideolojik kurumları bu sahayı artık daha iyi
değerlendirmelidir.
Bu millet kendisinin hak ve menfaatleri uğruna
ölebildiğimizi biliyor.
Şimdi ona, devleti ve kurumlarını en iyi yönetecek
kadroların da ülkücüler olduğunu göstermeliyiz.
Bunun için, bütün meslek odalarında var olmalıyız, önde
olmalıyız.
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin! |