TÜM YAZILARI

Hareket Gazetesi

Dolu dizgin ufka doğru
Meslek odalarını da kazanmalıyız
Her çocuğunuz için bir ağaç dikin
Yol olursa kötü olur
İlkeli ilişkiler ikili ilişkiler
Her 3 mayıs'ta daha ileri
Ahtopotun en güçlü kolu
12'ye çeyrek mi var ?
Birer birer vurulsak da
Tam demokrat,  toplumcu, hukuk devleti
Sevr'in altyapısı hazırlanıyor !
Ormanlarımız yanmasın
Türk Boğazları yeni tüzük tasarısı
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (1)
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (2)
Biz bir halk hareketiyiz
Teşkilatların yapılanması hakkında

Seçim kapıda

Aday tespitleri
Nicelik değil nitelik
Kim ayrıldı ise o birleşsin
Son 20 yılın vurgun tefrikası (1)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (2)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (3)
30 eylül mali miladı
Faziletin iki yüzü
Ortalık toz duman
Büyük devlet olmak için
İyi ki MGK var
Aliyev ve Bakü-Ceyhan
Şayet...
Ekmek bıçağı ve başörtüsü
Aday olunuz
Böyle zamanlarda
Kirli ellerle olmaz
Şarkılarda ki erozyon
Selam olsun !
Katil'i unutmayın !
Bu kadar basit !
Demokrasi ve merkez yoklaması
Şimdi daha çok okumalıyız
Eyalet modeli mi, Türk Birliği mi
Barış için yürümek
Siyasetten...

Mutluluklara düşen gölgeler

HAREKET GAZETESİ YAZILARI

 
MESLEK ODALARINI DA KAZANMALIYIZ


06 / 04 / 1998

Onyıllardır meslek odalarının seçimlerinde başkalarına yama oluyoruz. Artık bu sahada mevziler kazanıp bayrak dikecek duruma geldik. Bunun idraki ile bunun gereklerini yapmak durumundayız.

17.000 üyeli Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası seçimlerine Refah Partisi (şimdiki Fazilet) yanlılarının ve bazı tarikat gruplarının başı çektiği Birlik Vakfı organizatörlüğündeki "Meslekte Birlik" listesi haricinde liberal solcuların ve aşırı solcuların hazırladığı iki ayrı liste daha katılır. Toplam oy sayısı 3.000 civarındadır. Altıda bir oranında... Seçimi, her defasında ve yarıya yakın oyla, liberal sol liste alır.

Yaklaşık 20.000 üyeli İstanbul Barosu'nda katılımların 6-7 bin civarında seyrettiği seçimlere de yine aynı siyasi çizgileri ihtiva eden üç liste olur. Bu Mimar Odalarında da böyledir Tabip Odalarında da. Ve diğer birçok meslek grubunun temsilciliği yakın oranlarda katılımlarla gerçekleşirken hep bu üç liste vardır. Seçimleri, liberal sağ oyları da kendisinde toplayan liberal sol liste alır genellikle.

Neden böyle?

Çünkü, her seçim öncesinde Meslekte Birlik grubu tanınan birkaç milliyetçi-ülkücü meslek mensubunu listesine dahil etmeyi başarır. Bu liste milliyetçi-ülkücü kesimin oylarının büyük kısmını alamaz ama bu birlikteliğin bir başka tabii neticesi milliyetçi-ülkücü kesimin ayrı bir organizasyon arayışının önünü kesmektir.

Liberal sağ organize olma kabiliyeti taşımadığı için, belki de hep iktidarda olduğundan "nasılsa problemleri çözmenin bir yolu bulunur" rahatlığıyla organize olmak ihtiyacı duymadığı için, genelde ilgisizdir. Yarışa katıldıkları ayrı bir listeleri olmaz. Seçime katılmayan o kahredici çoğunluğun onda dokuzu da bunlardır. Biraz aktif olanlar ise liberal solun listesine oy verirler. Onlara göre RP tandanslı bir oda yönetimi yerine (bölücü solcuları da tercih etmeyeceklerine göre) evla olan liberal sol listedir. Bütün meslek gruplarında liberal sol listelere seçim kazandıran oyların yarıya yakınını da bu grup teşkil eder.

Peki ne yapılmalı?

Bu günden başlayarak, her meslek grubunda ülkücü-milliyetçi meslek derneklerini oluşturmalıyız. Bu derneklerin yapılanmaları, görünen hedef olan oda seçimlerini kazanabilmek için, siyasi çizgi açısından olabildiğince esnek tutulmalı. Her oda seçimi öncesinde de liberal sağın bazı tanınmış isimlerinin tepe noktalarında bulunduğu, fakat teknik kadrosunun ülkücülerden oluştuğu bir liste hazırlanmalıdır.

Bu yapıdaki listeler bazı odalarda (yeterli hazırlık dönemi yaşanabilmiş ise) ilk seçimleri kazanabilirler. Bazı diğer odaların da gelecekteki seçimlerini kazanabileceğinin görüntüsünü veren oy noktalarını yakalayabilirler. İşte bu hal gelirse gerisi de gelir. Seçimlere ilgi göstermeyen liberal sağ eğilimli oda seçmeninin ilgisi temin edilir, hatta Meslekte Birlik grubu da bu listeye destek verebilir.

Netice itibariyle, ülkücülerin teşkilatlanma kabiliyetlerini artık bu sahalarda da değerlendirme gereği vardır.

Artık sivil toplum örgütleri ülke siyasetinde daha etkili olabilmektedirler.

Artık yönetenler, sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu kamuoyu istikametinde, daha doğru yada daha yanlış politikalara mecbur kalmaktadırlar.

Gayrimilli unsurların uyduruk sivil toplum örgütlerinin yaygaraları, suni gürültüleri bile, bıçak sırtında duran koalisyon hükümetlerini ürkütmekte, onları devlet ve millet menfaatlerine aykırı uygulamalara zorlamaktadır.

İşte bu sebeplerden ötürü, ülkücü hareketin siyasi ve ideolojik kurumları bu sahayı artık daha iyi değerlendirmelidir.

Bu millet kendisinin hak ve menfaatleri uğruna ölebildiğimizi biliyor.

Şimdi ona, devleti ve kurumlarını en iyi yönetecek kadroların da ülkücüler olduğunu göstermeliyiz.

Bunun için, bütün meslek odalarında var olmalıyız, önde olmalıyız.

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin!

 

A S A M  B Ü L T EN

U F U K  Ö T E S İ