TÜM YAZILARI

3 Kasım Sonrası

Ya Sevr Ya MHP
Biz Bize Kaldık
Bizi Kimin Yönettiği...
Bu Tehditler Kim İçin
Cesur İnsanlar Önden
Gaflet, Delalet Yada...
Hurafeler
Özgürlük Esir Düşmüş...
Selam Olsun O Günlere
Baştan Başlamak....
Böyle Zamanlarda
Kollektif İrade
Ya Herşeyi Vereceğiz...

 
 
 
 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 
 
 
 

3 KASIM SONRASI


BİZİ KİMİN YÖNETTİĞİ DEĞİLDİR ÖNEMLİ OLAN,
BİZİ NASIL YÖNETTİĞİDİR...
BİZİ ADALETLE YÖNETİP YÖNETMEDİĞİDİR !

Ülkücüler kendilerini yönetecek kişileri seçebilecek kabiliyette değilse devleti yönetmeye neden talip olsunlar..

30.000 oy aldığımız yerde, yarısı hareketle mazisi olmayan, okuldan-askerden arkadaş veya akraba, ısmarlama 300 seçici ile kongreler yaptık. 70'li yılların efsane isimleri de dahil binlerce ülkücüyü kendi ilçelerinde üye bile yapmadık.

Öyle başlayan yolun sonu böyle biter.

Her ne kadar, "tahkim yasası, petrol yasası, endüstri bölgeleri yasası" gibi ülkenin ve ulusun geleceğine ipotek koyan, ulusal egemenliği zaafa uğratan yasalara imza atmış olmakla ülkücü hareketin asli misyonuna aykırı tasarrufları olan  Devlet Bahçeli, müstesna davranışları ile Türk siyasetine kalite getirmiştir. Bu kez de seçim sonuçlarını yakışır bir şekilde değerlendirerek, Türk siyasetinde bir ilke daha imza atarak, diğer siyasilere de örnek olmuş, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ı da kaçınamayacakları şekilde istifaya sürüklemiştir.

Hayra vesile olsun dilerim ve umarım.

Lakin;
Soğutmadan, sulandırmadan ve sahte kongre zeminlerinde emanetçiler peydahlamadan, iyi anılmayı hak etmek için, hiç olsun bu kez, gerçek manada "adaletli kongre zeminleri" oluşturup ülkücü harekete kendi kaderini tayin imkânını vermek gerekir.

Bunun için, öncelikle yeniden "güncelleme" yaparak bütün ülkücülere üyelik ve seçicilik hakkı verilmeli..

Bunun için de, öncelikle, mevcuttan ve neticeden asıl sorumlu olan Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı azledilip, niyete taalluk eden bir isim bu sahada görevlendirilerek kongreye gidilmelidir. 

Değilse niyet tereddütle karşılanacaktır.

Değilse, beyan edilen maksat hasıl olmayacaktır.

Siz adaletli kongre zeminlerini oluşturun..

Bırakın, ülkücüler kendi kaderlerini tayin etsinler.

İyi anılmak için ise, bu da yakışır .

Ve bu ülkücülerin hakkıdır.

Bir ihtimal, bu hakları kendilerine teslim edilmese de alınır..

Ve zaten..

Ülkücüler bu kez haklarını  -verilmese de- almalıdır ! 

A S A M  B Ü L T E N

U F U K  Ö T E S İ
 
Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ