TÜM YAZILARI

Ülkücüye Mektuplar

Ülkücüye Mektuplar - 1 -
Ülkücüye Mektuplar - 2 -
Ülkücüye Mektuplar - 3 -
Ülkücüye Mektuplar - 4 -
Ülkücüye Mektuplar - 5 -
Ülkücüye Mektuplar - 6 -

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 
 
 
 

ÜLKÜCÜYE MEKTUPLAR


YİĞİDİ ÖLDÜR, HAKKINI YEME !

İyi şeyler de var.

Hem de herkesçe önemsenmesi gereken iyi şeyler var.

Ne demişti MHP ?.. “ BİR ŞEY DEĞİŞECEK , HER ŞEY DEĞİŞECEK ! “

Ülkeyi gerçekte; MGK, Medya, İş Dünyası ve nihayet Hükümet’ ten oluşan bir oligarşi yönetirken ve hepsi hepsi  dörtte bir olan hükümetin üçte biri olan MHP bu gün için ancak bu kadarını yapabilirdi.

Hatta MHP’ yi tek başına hükümet olarak düşünsek bile, onyıllara dayalı bir “sistem”i, MGK’nın, medyanın ve egemen sermayenin onyıllara dayalı etkinliğini bir anda yada bir yılda yok etmek, onları olması gerektikleri kulvarlara çekmek mümkün olmazdı. Bunun için uzun bir sürece ihtiyaç olduğu muhakkaktır.

MHP kabinede ve parlamentoda gurur verici bir performans sergilemektedir.

MHP özellikle Sayın Genel Başkanının şahsında, müstesna tavırlarında, Türk siyasetine bir çok açıdan kalite getirmiştir.

MHP Parlamentoda, çalışma ve soruşturma komisyonlarında başarılı bir görüntü vermektedir. Özellikle soruşturma komisyonlarında, zaman zaman maruz kaldığı baskı ve etkilere rağmen yolsuzlukların üstüne giden yeni siyaset anlayışının önünü açmış, hatta ateşleyici bir rol oynamıştır.

Bu gün toplumun büyük kesiminin, zor ekonomik şartlarda pek de vicdanlı ve adaletli olmayan vergilere bile sükûn ile teslimiyetini sağlayan olgu yıllar yılı ülkenin kanını emen, yoksulluğun ve enflasyonun önemli kısmının sebebi olan vurguncu ve soyguncuların bir bir adalet önüne çıkarılıyor olmasıdır.

Ve bunu sağlayan MHP’ nin hükümet ortaklığıdır !

Diğer ortaklar bu ülkeyi kimi zaman tek başlarına ve bir süre de sadece ikisi ortak olarak yönettiler. Keramet onlarda olsa idi o zamanlarda yapılırdı bu olanlar. Aksine, o zamanlardaki bu yolsuzluk ve soygunların bu günlerde hesabı sorulmaktadır.

Fark MHP’ dir !

En çok çalışan meclis bu dönemdedir. İlkeli siyasete dönüş bu dönemdedir. Yolsuzlukla mücadele bu dönemdedir. Enflasyonla mücadele ilk defa bu dönemde başarıya ulaşmaktadır. Mafyanın ve terör örgütlerinin cezaevlerindeki hakimiyeti bu dönemde yok edilmiş, hakimlerin korkmadan güvenle hukuku uygulamalarının önü açılmıştır. Dış politikada da öncekilerden daha şahsiyetli bir dönem yaşanmaktadır.

Ve... Belki de hepsinden önemlisi, MHP’ nin kabinedeki duruşudur.

MHP’ nin icra bakanlıkları bütün olumsuzluklara rağmen, bütün aleyhte kampanyalara rağmen kamu vicdanında saygın bir yer kazanmayı başarmışlardır. En çok da Bayındırlık Bakanlığı’nın deprem  sonrası prefabrik konutların tesliminde gösterdiği mucizevi başarı, sonrasında kalıcı konutların tesliminde aynı yüksek performansı sergiliyor olması, diğer bakanlıklarımızdaki yeni ve  başarılı uygulamaların gözardı edilmesini engellemiş, artık MHP’ lilerin alışılmışın dışında, niyet ve kabiliyet açısından aranan ve özlenen insanlar oldukları herkesçe, hatta medyadaki sol kalemşörler tarafından bile kabul edilmek zorunda kalınmıştır. Keza Sağlık Bakanlığı’mızın “Babuna” hadisesinden başlayan, Devlet hastanelerindeki  gece vardiyaları ve benzerleri ile devam eden performansı da bu inancın yerleşmesine kolaylıklar sağlamıştır.

Şimdiye kadar hiçbir MHP bakanlığında ve bağlı kurumda bir suistimal hadisesinin olmaması, hatta öncekilerden farklı olarak Devlet  ihalelerinde kamu çıkarlarının göz alıcı boyutta korunmuş olması, bir tek GSM ihalesindeki çarpıcı başarı bile MHP’ nin bu konulardaki iddiasını haklı çıkarmıştır.    

Şu da bir gerçek; MHP bakanlıkları istediklerinin sadece bir kısmını, mümkün kılabildiklerini yapabilmişlerdir.

En büyük zorlukları da bir kısım medyanın “MHP devlette kadrolaşıyor” yaygaralarının baskıları neticesinde uzunca bir süre ve yer yer halen, eskinin hırsız kadrolarıyla çalışmak zorunda kalmalarıdır.

MHP bakanlıklarının bize göre tek eksikleri, kendi kadroları ile çalışma haklarını yeterince kullanmıyor olmalarıdır.

Tabii ki “Tahkim” gibi, AB ve özelleştirme sürecinde insiyatifi ANAP’a ve dolayısıyla liberal zihniyete bırakmış olmak gibi, bizi üzen konular da vardır.

Ama esas itibariyle, MHP kabinede ve parlamentoda fevkalade başarılıdır.

Buna, “sokak kabadayısı” görüntüsü veren veya “çeşme akarken küpünü doldurma” gayretleri güden şahsi bir takım tavır ve tasarrufların gölge düşürmesine izin vermemek lazım geldiği de ayrı ve önemli bir husustur.

Neticede, bir bütün olarak düşünüldüğünde, MHP kadrolarının başarısına inanmak ve güvenmek gerekir.

A S A M  B Ü L T E N

U F U K  Ö T E S İ
 
Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ