TÜM YAZILARI

Kurultay Gazetesi

Dünden Yarına Doğru
Neden Yanyana Değiliz
Güneydoğu Neden Böyle
Senet Mafyası Hakkında
Öğrenci Hareketleri
İdeal Askerleri Ve...
Bir Bayrak Rüzgâr...
Haydi Bu Oyunu Bozalım
Takke Düştü
MHP Gelecekten...
Özelleştirme Bakü...
İhtiras Kimin Diyeti ki...

Vadettiğimiz...

Burjuva Solcular Ve...
Liberalizm - Toplumculuk
Türk'ün Adaleti
Birgün Mutlaka

Bozkurtlar Ve Diğerleri

Ülkücülük Adaleti...
Yazılarımdan
Buzdağının İhtişamı
Eğri Yolda Doğru...
Siyasette Cironto Olmaz
Kim Kazanacak Yada...
İtidal
Yazık
Susmak Zamanı
Ülkü Ocağımız
6 Temmuz'da Aklanmak
Taşlar Yerine Oturuyor
Yeni Bir Başlangıca...
Yavuz Ve Midillli
Öncelikler
Nafile Gayretler
İl Kongreleri
İst. Kongresine Doğru
Kaderleri Birleştirmek
Olanlar Olabilecekler
Emeklerimiz, Çocuklar...
İst. Kongresi Hakkında
Bozkurt'un Adı MHP
Adrese Teslim Mektuplar
Şayet
Emperyalizmin Tarifeli...

Başkanlık Sistemi ve...

RP nin İki Yüzü
Yerel Yönetimler Yasası
23 Kasım'a Doğru
Başörtüsü, Eşber Ve...
Yiğidin Hakkı
 

KURULTAY GAZETESİ YAZILARI

 

İSTANBUL KONGRESİNE DOĞRU

04.08.1997

 

“15 milyon nüfuslu İstanbul, medyanın merkezi olan, kültürün ve ticaretin de merkezi olan İstanbul, bu özellikleri değerlendirebilenlere siyasi güç veren, değerlendiremeyenlerin ise Anadolu’da oluşturabildikleri siyasi varlıklarına dahi balta vuran, kambur olan İstanbul, partilerin merkez yönetimleri gibi, onlar kadar iyi yönetim kadrolarına muhtaçtır.

İstanbul iyi yönetilirse ancak özlenenler gerçekleşir.

İyi yönetim İstanbul’un var olan bütün dinamiklerinden istifade edebilecek, bu hareketle hayatının bir döneminde tanışmış olan herkesi yeniden bayrağın altında toplayabilecek yönetimdir.”

Bu satırlar “Başbuğ”un ölümü öncesinde İstanbul’da başlamış olan ve onun ölümüyle akamete uğrayan kongre sürecinin öncesinde “Kurultay”da yayınlanmış “Vadettiğimiz demokrasiyi yaşamak” başlıklı yazımızdan.

Şimdi o başlangıca geri döndük. Gerçi henüz resmen kongre süreci başlamış, tarihi ilan edilmiş değilse de, İstanbul’un ve muhtemeldir ki kongresini yapmamış olan bütün illerin ülkücü kamuoyunun öncelikli gündemi önlerindeki il kongreleridir.

İstanbul, yukarıdaki satırlarda belirttiğimiz özelliklerinden ötürü hareketin geleceğine münhasır bütün diğer illerin ötesinde bir önem arzetmektedir.

Biz ilgililerine, öncelikle İstanbul için ama aynı zamanda bütün diğer illerin kongreleri için - bilinenleri hatırlatarak - bazı tavsiyelerde bulunmak istiyoruz....

Başkan olabilmek arzusu herkes için ağır bir göreve talip olmaktır. Özellikle daha geniş yerleşim sahasına ve daha kalabalık nüfusa sahip olan büyükşehirlerde göreve talip olanlar için 24 saatini harekete vakfetmektir. İşinden, ailesinden ve tüm sosyal yaşantısından azami ölçülerde uzak kalmaktır.

Bu ağır yüke talip olmak bizce çok saygıdeğer bir davranıştır.

“Aday olayım da nam olsun, seçilebilmek şart değil” yaklaşımında olanlar ve şayet var ise bir menfaat çarkı oluşturmanın peşinde olanlar bu hitabımızın dışındadır. Biz niyetleri ve kabiliyetleri itibariyle camianın kabulüne mazhar olabileceklerden söz ediyoruz.

MHP’nin başarılarını amaç edindiğini söyleyen insanlar bunda samimi iseler dayanışma içinde olabilmelidirler.

MHP’nin başarıları için hizmete aday olan herkes öncelikle bir diğer adayla görüşmeye ve istişarelere açık olmalıdır.

Bir büyükşehir için diyelim ki üç yada beş başkan adayı var. Bunların herbirinin de listelerinde bir diğerinin listesinde bulunmayan üç yada beş, yüksek vasıflı çalışma arkadaşları var. Sadece bir listenin kazanacağı bu yarışta beş listenin varolduğunu sayarsak, diğer dört listede hepsi başkan olmağa layık dört kişi ile birlikte üstün vasıflı, çok yeterlikli 10-15 kadar da kurmay kadro yönetimin dışında kalacaktır. Üç liste bile olsa bu sayı 8-10 kişi olur.

İşte bu üzücü bir sonuçtur. Bu akıllı insanlar nefislerine mağlup olmayıp bütün yüksek vasıflı insanların birarada görev yapmalarını temine mecburdular.

Üçü, beşi birden başkan olamazlar ama bu hareket herbirinden ve yüksek vasıflı çalışma arkadaşlarından istifade hakkına sahiptir.

Bunun da yolu geniş kapsamlı bir iştişari zeminde buluşmaktan geçer.

Bütün başkan adaylarının, ilçe başkanlarının, delegelerin ve “ehl-i vukuf”un iştirakiyle, bu amaca yönelik yapılanmanın tarzı ve metodları tartışılabilmelidir.

Bu şekilde, aynı amaca hizmet etmeye çalışan ve farklı metodları tercih eden değerli insanların tartışarak “müşterek doğru”yu, yani en isabetli yapılanma tarzını ve en ideal stratejileri tesbit edebilme şansı olacaktır.

Yine bu şekilde kamplaşmalar, küskünlükler ve bunun getirdiği kuvvet kaybı engellenmiş olacaktır.

Bütün illerde, özellikle İstanbul ve ve diğer büyükşehirlerde ehliyeti, liyakati, ünvanı yeterlik arzeden insanların öncülüğünde, bir an önce, bu prensipleri içeren geniş istişare zeminleri oluşturulmalıdır.

Bu organizasyonların mimarları öncelikle iki büyük saygıya hak kazanacaklardır ;

Rüzgarın - herşeye rağmen - MHP lehine estiği bu şartları müstakbel seçimin arifesinde en az güç kaybı ile, en büyük dayanışma ile ve en isabetli tesbitlerle oluşturulmuş yönetimler, en iyi şekilde değerlendirecektir, iktidarın ufukta göründüğü bu kıymetli zamanda MHP ve Türkiye için en iyi neticeleri alabilecektir.

Ve bir diğer husus, özellikle büyükşehirlerde geniş zeminli istişarelerle en başarılı yönetimi işbaşına getirebilme kabiliyetini bir kez kazandığımızda bu gelenekselleşebilecek, gelecek yönetimlerin de metodu olacaktır.

Şimdi biz bu organizasyonların öncüleri olabileceklere görevlerini hatırlatıyoruz ve bütün camiayı da onlara yardımcı olmağa davet ediyoruz.

Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin !

A S A M  B Ü L T E N

U F U K  Ö T E S İ
 
Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ